reklam

Manşet


Radyo Dost 09 Aydın


 

Lütfen Dikkat Sağlık saç bakımı Bitki gibi bi çok bakımla ilgili yazılarımız var lütfen bir dokdurunuzu ve ya bir kuaförünüzü danışmadan buradaki ürünleri denemegin sitemizdeki bu yazdıklarımız site https://tvizledvdizle.blogspot.com.tr sorumlu degildir

SEMİZOTUNUN FAYDASI NELERDİR?

Yazar fotoahmet 20 Ağustos 2018 Pazartesi 0 yorum


 Sıfır kalorili bir sebze olan semizotu yağ asitleri konusunda hiç bir sebzeye benzemez. Yüksek miktarda Omega 3 yağ asitleri içerdiği için eynimizde bulunan nöronların güçlenmesinde fayda sağlar.

- Semizotunun damar hastalıkları, kalp ve bağışıklık sistemini kuvvetlendirir.

- Uykusuzluğa iyigelen semizotu zihin yorgunluğunu da giderici bir etkiye sahiptir.

- Sindirim sistemini rahatlatması sebebiyle özellikle mevsimle değişikliklerde oluşan kabızlığı önlemeye yardım eder.

- İçerisinde bulunan yoğun demir nedeniyle kansızlık şikayetinde bulunanlar için beyaz ve kırmızı kan hücrelerinin yapısına katkı sağlar.

- Ağız ve akciğer kanserine karşı en etkili sebze olan semizotu hemen hemen her yemekte kullanılabilir.
Devamını Oku...

Radyo Kusadasiradyonetfm Dinliyor

Yazar fotoahmet 21 Temmuz 2018 Cumartesi 0 yorum
BU RADİOYU DİNLEMEDEN ÖNCE DOKDORUNUZA BAŞVERUN SONRA DİNLEGİN 
İLAÇ GİBİ ABİ İLAÇ GİBİ KALBİNİZ DUMASIN ĞARİİİİİ...



REKLAMLAR
Pamuklu yorgan,elyaf yorgan,pike,battaniye,yastık.
Pamuklu yorganda bir tane bile sarılık kalmaz,renk bozulmaz.
Evden alınır eve teslim edilir.
Stor perde ve normal perde temizlenir eve sökülüp takılır. 
05433019042
AYDIN ÇİNE MERKEZ

Devamını Oku...

Vaktine yetişip de kılamadığım

Yazar fotoahmet 13 Haziran 2018 Çarşamba 0 yorum
Sual: Bazen vaktine yetişip de kılamadığım ilk…namazının farzını kılmaya, bazen de son… deniyor. İlk veya son denilse değişen ne olur? Bir de, ne diye vaktine yetişip de kılamadığım …. namazının farzı deniyor? Cuma günü zuhri ahir kılarken de niye böyle deniyor? Vakit girince namazın edası farz olmuyor mu?
CEVAP
Bir namazın vakti girince, hemen edası farz olmaz, o vakit çıkarken o vakti kılacak kadar bir zaman kalınca edası farz olur. Vakit girince edası hemen farz olmuyor, öyle olsa, on dakika, yarım saat, bir saat sonra kılmak haram olur. Elbette hemen kılınırsa iyi olur, ama edası ancak vaktin sonunda farz oluyor. Bir insan vakit girdikten sonra, namaz kılmadan ölse, o vakti kılmadığı için sorumlu olmaz, çünkü o vakti kılacak kadar zaman kalınca edası farz olur. Ancak bir namazın vakti gelince, bu namazı edaya [kılmaya] başlandığı vakit, kılmak farz olur. Kılınca da farz eda edilmiş olur.

Bunun için Cuma günü zuhri ahir kılarken, (Üzerime edası farz olan) demeyip, (Vaktine yetişip de kılmadığım son öğle namazının farzını kılmaya) diye niyet etmelidir. Veya (Üzerime son farz olan kılmadığım öğle namazını kılmaya) demelidir. İkisi de aynı anlamdadır.

Eğer Cuma namazı sahih olmuş ise, en son kazaya kalan öğle namazı kaza edilmiş olur. Cuma sahih olmamışsa, bugünkü öğle namazı kılınmış olur. Burada üzerime son farz olan değil de, ilk farz olan diye niyet edilirse, ilk kazaya kalan bir namaz kaza edilmiş olur, öğle namazı kılınmamış olur. İlk ve son demenin önemi buradadır. Kaza namazlarında ise, ilk kazaya diye niyet ederek başlamak iyidir. 

Müslüman olmayan ülkelerde, cemaatle kılınan bir namazda, imamın itikadından şüphe edilmişse, cemaatle kıldıktan sonra tekrar kılarken, yine aynı şekilde, (Vaktine yetişip de kılamadığım son ….. namazının farzını kılmaya) diye niyet edilir. Eğer gerçekten imamın itikadı bozuk ise, bu kılınan namaz, eda olur. İmamın itikadı düzgün ise, o vaktin son kazaya kalan namazı kaza edilmiş olur. 

Neden, kılmadığım değil de, kılamadığım demek daha uygun oluyor denirse, kılmamakta sanki bir kusur görünüyor. Kılamamakta ise bir mazeret olabileceği anlaşılıyor. Bir nevi özür dileme vardır. Buna rağmen kılmadığım demekte de mahzur yoktur.

Kutuplarda sabah ve yatsı namazının vaktinin girmediği zamanlarda da böyle niyet edilebilir. Vakit girmeyince, vaktinde kılıyorum denmez, yatsıyı kılıyorum denir ve böylece farz diyen âlimlere uyulmuş olur. Ancak diğer âlimlere göre, vakit girmediği için sahih olmazsa, vaktine yetişip de kılamadığım son yatsı namazının farzına denmesi daha uygun olur. Böyle niyet edilerek yatsı veya sabah kılınırsa, her iki kavle de uyulmuş olur.
Devamını Oku...

Vaktin sonu beklenmez

Yazar fotoahmet 0 yorum
Sual: Hanefi mezhebinde henüz özür sahibi olmayan, akıntısı kesilmezse o vaktin sonuna kadar bekler mi? Vücudunun herhangi bir yerinde akıntılı yara meydana gelse, bu yara kısa veya çok uzun sürse Maliki’yi taklit ederken guslünü de Maliki’ye göre mi alması gerekir?
CEVAP
Özür sahibi olsaydı, vaktin sonuna kadar beklemesi gerekmezdi. Vakit girince hemen abdestini alıp namazını kılardı. İlk defa olan bu akıntıda ise, akıntının kesilip kesilmeyeceği bilinmediği için, vaktin çıkmasına abdest alıp farzı kılacak kadar zaman [10-15 dakika] kalınca, abdest alıp namazını kılar. İkindi vakti böyle bir durum olunca, akşam ezanına kadar, yatsı vaktinde de böyle bir durum olunca imsak vaktine kadar beklemesi gerekir. 

S. Ebediyye’de deniyor ki:
Bir namaz vakti girdikten, farzı kılacak kadar zaman sonra özür başlasa, vaktin sonu yaklaşıncaya kadar bekler, hiç durmadı ise, vaktin sonunda abdest alıp, o vaktin namazını kılar. Namaz vakti çıktıktan sonra, sonraki namaz vakti içinde durursa, önceki namazını iade eder. İkinci namaz vaktinin başından sonuna kadar hiç kesilmezse, özür sahibi olduğu anlaşılır ve kılmış olduğu önceki vaktin namazını iade etmez. 

Ancak, böyle durumlarda, ikindiyi akşama [mekruh vakte] kadar geciktirmemek ve yatsıyı gece yarısından sonra kılmamak için Maliki mezhebine uyarak vaktin sonunu beklemeden abdest alıp namazını kılabilir. Abdesti bozacak başka şey olmamışsa, bu abdestle beş vakit namaz kılabilir. 

İşte, çarşıda, pazarda, yolculuk veya benzer yerlerde olup da, gusletme imkanı yoksa, Maliki’ye göre gusletmeden de Maliki’yi taklit edebilir. Gusletme imkanı varsa gusletmesi gerekir. Gusülde, abdestte ve namazda Maliki’nin şartlarına uyması gerekir. Çünkü bu üçü birbirine bağlıdır.
Devamını Oku...

Rükün nedir

Yazar fotoahmet 0 yorum
Sual: S. Ebediyye’de, (Bir rükünde, üç kere Sübhanallah diyecek kadar avret yeri açılırsa veya imamın önüne geçerse yahut aynı imama uymuş olan kadınla bir hizada olursa namaz bozulur) deniyor. Yani, bir rüknün tamamında değil, bir rüknün içinde üç kere Sübhanallah diyecek kadar zaman avret yeri açılırsa veya imamın önüne geçerse yahut kadınla yan yana durursa mı namaz bozuluyor?
CEVAP
Evet, rüknün uzunluğu veya kısalığı ölçü alınmıyor. Son teşehhütte oturmak, uzun bir rükündür. Rükû ve secdeler ise çok kısadır. Allah diyecek kadar çok az durmak, bir rükündür. Uzun rükünde olsun, kısa rükünde olsun, üç kere Sübhanallah diyecek kadar bir zaman, bildirilen bu işler yapılınca namaz bozuluyor.
Devamını Oku...

Namazda avret yerinin açılması

Yazar fotoahmet 0 yorum
Sual: Namazda avret yerinin kendiliğinden açılması ile bizim kasten açmamız fark eder mi?
CEVAP
Evet fark eder. Kendimiz açarsak hemen namaz bozulur. Kendiliğinden açılırsa bir rükün miktarı zaman geçmedikçe namaz bozulmuş olmaz. Mesela kadın sarkan saçlarını açarsa, namazı hemen bozulur. Kendiliğinden açılırsa, bir rükün geçmedikçe bozulmuş olmaz.

Namazda bir uzvun açılması
Sual: S. Ebediyye kitabında namazı bozanlar bahsinde, (Bir rüknde, üç kere Sübhanallah diyecek kadar avret yeri açılırsa namaz bozulur) deniyor. Bir uzvun tamamı mı, yoksa dörtte biri mi açılırsa namaz bozulur?
CEVAP
Bir uzvun tamamı değil, dörtte biri açık kalırsa bozulur. Çünkü yine S. Ebediyye’nin setri avret bahsinde, (Erkeğin veyâ kadının avret uzvlarından herhangi birinin dörtde biri, bir rükn açık kalırsa, nemâz bozulur. Azı açılırsa bozulmaz. Nemâzı mekrûh olur. Meselâ, ayağının dörtde biri açık olan kadının nemâzı sahîh olmaz.) buyurulduğu gibi; (Bir rüknde, üç kerre sübhânallah diyecek kadar avret yeri açılırsa…) ifadesi de geçmektedir. Buradaki iki ifade, ayrı ayrı hükmü bildirmiyor. İlkinde, avret yerinin dörtte biri bir rükün miktarı, ikincisinde avret yerinin tamamı üç kerre sübhanallah diyecek kadar açık kalırsa namaz bozulur deniyor ki farklı değildir.

İnce tülbentle namaz
Sual: Namaz tülbendim çok ince olup saçlarım rahatça görünebiliyor. Böyle tülbent ile namaz kılmak caiz olur mu?
CEVAP
Din kitaplarında, (İnce olup içindeki uzvun şekli veya rengi görünen kumaş, yok demektir) buyuruluyor. Bu bakımdan kalın namaz örtüsü ile kılmanız gerekir.

Uzvun şeklinin belli olması
Sual: Birkaç kere yazılmasına rağmen, kumaş cilde yapışsa, uzvun şekli belli olsa namaz sahih olur mu, olmaz mı anlayamadım. Pantolonum dardır. Kaba avret yerlerimin şekli belli oluyor. Namazım sahih oluyor mu?
CEVAP
Şekli belli olsa da namaz sahih olur. Çünkü İslam Ahlakı kitabında deniyor ki:
Avret yerini örten ince kumaş altındaki cildin rengi belli olursa, namaz bozulur. Örtü cilde yapışıp, uzvun şekli belli olursa, namaz bozulmuş olmaz.
Devamını Oku...

Çıplak ayakla namaz

Yazar fotoahmet 0 yorum
Sual: Kadın, çıplak ayakla namaz kılabilir mi?
CEVAP
Namaz etekliği uzun ise, ayaklar görülmüyorsa, bir mahzuru olmaz. Kadınların el ve yüzlerinden başka her yerleri, bilekleri, sarkan saçları ve ayaklarının altı, namaz için Hanefi’de avrettir. Ellerin üstü avret değildir diyen âlimler de çoktur. Bunlara göre, kadınların bileklerine kadar ellerinin üstü açık kılmaları caiz olur. Ama, kitapların hepsine uymuş olmak için, kadınların elleri örtecek kadar uzun kollu namazlık veya geniş baş örtüsü ile elleri örtülü olarak kılmaları, daha iyi olur. Kadınların ayakları namazda avret değildir diyen âlimler de varsa da, bu âlimler de, namazda örtmesi sünnet, açması mekruhtur dedi. (S. Ebediyye)

Kadınların ayaklarının açık olmasında iki kavil vardır. Birinci kavle göre mekruh, ikinci kavle göre namaz bozulur. Kadınlar, ya çorapla veya ayaklara kadar uzun etek veya entari giyerek namaz kılmalıdır! (Mezahib-i Erbea)

Kadının topuk kemiği, bileği veya boynu yahut saçı açık olarak kıldığı namazı sahih olmaz. İnce olup içindeki uzvun şekli veya rengi görünen kumaş, yok demektir. (Umdet-ül-İslam)

Şafii’de kadının iki elinden ve yüzünden başka her yeri her zaman avrettir.

(Hür kadının avuç içinden ve yüzünden ve ayaklarından başka bütün vücudu avrettir. Ayaklarına avret diyenler de oldu. Nur suresindeki (Kadınlar ayaklarını yere vurarak yürümesinler ki, ayaklarındaki örtülü ziynetlerin sesleri işitilmesin) mealindeki âyet-i kerime ayakların avret olduğunu göstermektedir. (Halebi-yi kebir)

Namaz dışında avrettir ve avret değildir diyen âlimler olmuştur. Bu bakımdan namazda ve namaz dışında ayakları çorapla örtmeli, ayağı açık gezenlere de haram işliyor dememelidir.

Çıplak ayakla namaz mekruhtur
Sual: Kadınların ayakları avret olduğu için çıplak ayakla namaz kılamıyorlar. Erkeğin ayağı avret olmadığına göre, çıplak ayakla namaz kılmaları Hanefi’de mekruh mudur? Hatta diz ile göbek arasını kapatarak kılsa ne zararı olur?
CEVAP
Sadece göbek ile diz arasını örterek kılınan namaz sahih olursa da, mekruh olur. Namaz borcundan kurtulur ise de namazdan hasıl olan büyük sevaplara kavuşamaz. Fıkıh kitaplarında deniyor ki:
1- Namazı, temiz mest veya ayakkabıyla, ayakları örtülü olarak kılmak, çıplak ayakla kılmaktan kat kat efdaldir. Hadis-i şerifte, örtülü ayakla kılmak emredildi. (Dürr-ül-muhtar)

2- Resulullah ve Eshab-ı kiram, nalınla namaz kılarlardı. Namazı, çorap veya mestle kılmalı, çıplak ayakla namaz kılan Yahudilere benzememelidir. (Redd-ül-muhtar)

3- Namazı ayakları örtülü kılmanın sevabı çok fazladır. (Halebî, Berika, Hadika)

4- Erkeklerin, ayakları çıplak olarak namaza durması mekruhtur. Ayakkabı veya mest kirliyse, ayakları, temiz çorapla örtmek sünnet olur. Namazın vacibi gibi, sünnetini de terk etmek mekruh olur. (İ. Ahlakı)

5- (Yahudilere benzememek için, namazları nalınla [meste benzer bir ayakkabıyla] kılın) hadis-i şerifi, çıplak ayakla namaz kılmanın mekruh olduğunu göstermektedir. (S. Ebediyye)

Ayakları örtmek
Sual: Fıkıh kitaplarında, (Secdede ayakları elle örtmek mekruhtur) deniyor. Örtmek niye mekruh oluyor?
CEVAP
Erkeklerin çıplak ayakla namaz kılmaları mekruhtur. Çıplak ayakla namaza duran kimse, bu mekruha mani olmak için, elleriyle ayaklarını örtmeye çalışırsa, ikinci bir mekruh işlemiş olur.

Otururken, eli uyluklardan ayırmak mekruh olduğundan, ayağın açık olması mekruhluğunu gidermek için, ikinci bir mekruh işlememelidir. (Halebî-yi kebir)’de yazdığı gibi, ayakta, rükûda, secdelerde ve otururken, elleri sünnet olduğu gibi koymamak mekruhtur. (Merakıl-felah)’da, (Sünneti terk etmek mekruhtur. Bunun için, erkeklerin secdede, çıplak ayağını eliyle örtmesi mekruh olur) demesi de, bu sebeptendir. (S. Ebediyye)

Çıplak ayakla namaz
Sual: Şâfiî'de, erkeklerin çıplak ayakla namaz kılması sünnet, Hanefî'de ise mekruhtur. Herkesin kendi mezhebine göre hareket etmesi gerekmez mi?
CEVAP
Evet. Mezhepler arasında böyle farklı hüküm çoktur. Mesela Şâfiî'de imam arkasında Fatiha okumak farz iken, Hanefî’de harama yakın mekruhtur. Herkes, kendi mezhebinin hükmüne göre hareket eder. Hanefî'de böyledir denince Şâfiîlerin de öyle yapması gerekmez.

Sual: Ayağında çorabı olmayan kimse, temiz ayakkabısı ile namaz kılabilir mi?
Cevap: Konu ile alakalı olarak Hadîkada deniyor ki:
“Ayakkabı ile kılınan namazın sevabı, çıplak ayakla kılınandan kat kat fazladır. Üzerinde necaset görülmedikçe, sokakta gezilen ayakkabı da böyledir. Vesvese ve şüpheye ehemmiyet verilmez.”
Devamını Oku...